10 Mayıs 2012 Perşembe

Final - Four 2012 : Panathinaikos

Son şampiyon İstanbul’a ünvanını korumak için geliyor. Toplam 6 Eurolegue şampiyonluğu bulunan Yunan devi , son beş yılda üç kez Avrupa şampiyonluğu kazanarak  ne kadar önemli bir basketbol ekolünü temsil ettiğini ispatladı. Panathinaikos bu yıl Eurolegue’in ilk turunu CSKA’nın ardından ikinci sırada bitirdikten sonra ikinci turda Fenerbahçe Ülker’le aynı grupta yer aldı ve başlarda zorlansa da tecrübesi ile bu grubu da (lider olarak) geçmeyi başardı. Geçen senenin Eurolegue finalisti iki takımın karşı karşıya geldiği son sekiz eşleşmesinde ise rakipleri  İsrail temsilcisi Maccabi idi. Tam bir basketbol şöleni ve coaching savaşı şeklinde geçen beş maç sonrası Yunan temsilcisi turu 3-2 ile geçti ve 2000’li yıllarda gelenek haline geldiği üzere final-four sahnesindeki yerini aldı. Yıllardır birçok önemli skorer guard ve oyun kurucular ile (Bodiroga, Lakovic, Spanoulis vs.)Avrupa’nın en iyi kısa rotasyonuna sahip takımlarından biri olan Panathinaikos’un  son yıllarda liderliğini Yunan milli takımını bıraktığını açıklayan (2011 final-four MVP’si) yıldız guard Dimitrios Diamantidis üstleniyor. Ayrıca Nick Calathes, Romain Sato, Kaimakoglou, Perperoglou, Jasikevicius ve Tsartsaris gibi başka önemli yeteneklere ve hücum silahlarına da sahipler.

Yine de şunu söylemek yanlış olmaz; yoncaları özellikle son iki yıldır farklı kılan, Diamantidis ve Calathes’in yönlendirdiği pota altı silahları. Amerikalı Mike Batiste Avrupa basketbolunun en istikrarlı uzunlarından birisi. Hem 5 numara için kısalarla uyumu mükemmel ve çok ideal bir pick&roll hücumcusu hem de savunmada pota altını karartan müthiş bir blok, box-out ve ribaund uzmanı. Obradoviç’in ellerinde inanılmaz bir gelişim gösteren Vougioukas sıradan bir uzun görünümünde iken kısa zamanda bir yıldız adayı haline geldi ve Pana pota altı gücüne önemli bir katkı yaptı. Henüz beklenen verimi veremeyen ama kritik maçlarda devreye girmeye başlayan Yugoslav kökenli Avustralya pasaportlu yıldız Alex Maric’i de ekleyince pota altı gücünü anlatmış oluruz sanırım.

Son olarak coach Zelijko Obradoviç’ten bahsetmemek olmaz. Panathinaikos dışında Partizan’a, J.Badalona’ya, Real Madrid’e Euroleague şampiyonlukları kazandırmış (toplam 8 Eurolegue şampiyonluğu), Yugoslavya milli takımına Dünya, Avrupa ve Olimpiyat madalyaları kazandırmış Sırp koçun kariyeri saymakla bitmez. Avrupa basketbolundaki en iyi koçlardan biri olan ve bireysel anlamda en çok şampiyonluğa sahip koç olan Obradoviç için İstanbul’un da önemli bir yer olduğunu söyleyebiliriz. 1992 yılında yine burada yapılan Final-Four organizasyonunu ilk koçluk yılında Partizan ile beraber kazanmıştı. Geçen sene de Barcelona  ile oynanan son sekiz maçlarında taktik becerisinin nelere kadir olduğunu tüm Avrupa’ya göstemiş ve herkesin takdirini bir kez daha kazanmıştı büyük koç.  Şimdi İstanbul’da karşılarında kupanın net favorisi CSKA var, ancak Rusların sürekli buralarda oynamaya alışkın Yunan takımına ve tek maçlı oyunlar için her zaman akıl almaz taktik planları olan koç Obradoviç’e karşı çok dikkatli olmaları gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...