2 Kasım 2013 Cumartesi

Şu Anda Kötüyüz Hocam...


Turkish Airline Euroleague'de 3. Hafta maçları geride kaldığında arkamıza bakarsak göreceğimiz tablo Türk takımları için standart bir hal almakta. Yani diyeceğimiz sadece skor anlamında baktığımızda bir takımımız süper, diğer iki takımımız ise standart bir durumda gözüküyorlar. Ancak durumlara sadece skor anlamında değil, biraz daha derinden baktığımızda işin içyüzü daha farklı bir hal alabilir.

Bu yazıda değerlendireceğim takım Anadolu Efes olduğu için diğer takımlarımıza başarılar dileyerek biraz kenarıda bırakıyorum. Başlıktan da anlayacağınız gibi ise Efes belki de ilk defa sezon başındaki beklentileri karşılıyor; ancak bu pek de bizim umduğumuz bir durum değil maalesef.

Sezona geçmiş yıllara nazaran büyük bir bütçe kısıntısıyla giren ve hem kadrodan ayrılan isimler hem de yeni yapılan transferlerle ligde ve Avrupa'da gençlere daha çok şans veren ve takım bütünlüğü sağlanır ise keyifli bir "underdog" takımı olmayı amaçlar bir görüntü çizen Anadolu Efes'de an itibariyle bu amaç gerçekleşmiş gibi değil. Gerçi Avrupa'da elimizde bir 20 sayı bir de 10 sayı farkla kazandığımız, bir de son saniye üçlüğü ile kaybettiğimiz br maç var ama, ligde ve Avrupa'da oynanan oyuna bakılırsa bu sezon sanki takımın yeri ligde yarı finali, Avrupa'da ise Top 16'yı görüp daha da ilerisine gidemeyecek bir durumda gibi. Daha da kötü olanı sahada var olan Efes 5'inin halen ne tarz bir oyun ortaya koyacağını pek kimsenin kestiremiyor olması.

Dün akşamki Bamberg maçından geriye gidecek olursak atılan 86 sayıya rağmen şöyle bütün takımın eline topun değdiği ve boş adamın hücumu bitirdiği toplam 5 adet hücumumuzu sayacak olan kişi varsa beri gelsin. Şahsen benim izlediğim süre içerisinde attığımız sayılar serbest atış, bireysel zorlamalar ve hızlı hücumlardan geldi. Hücum kapasitesi belli olan Bamberg'in son hücumuyla bizim Gordon ile yaptığımız son hücumun arasındaki fark bile herşeyi anlatıyor.

Transferlere gelince, belki de en iyi taraf orası, ama sorun sanki başka bir yerlerde; yani özellikle Hopson ve Vasileiadis şu ana kadar beklentileri karşılamış gözüküyorlar. Planinic ise yavaş yavaş ısınıyor gibi; ancak orada temel sorun sanki takımın dümeninin Gordon ya da kendinde olacağının tam belirlenmemesi gibi gözüküyor. Bu oyuncuların yıldız kaprisi yapmayacağı ve takım için ellerinden geleni yapacakları muhtemel olduğu için takımdaki bazı dengelerin oturması ve bütünleşmenin sağlanması ile birlikte takım daha iyiye gidebilir ancak şu anda Koç Oktay Mahmuti'nin çizdiği oyunların ne tarz olduğu ve nasıl bir takım istediği sorularının acilen cevaplandırılması önem kazanıyor.

Özetle sezon başında maddi hamleler ile birlikte beklentinin düşük tutulduğu bir takım olan Anadolu Efes her sezon yüksek bütçe ile birlikte erken atılan havlulara karşı bu sezon "tam tersi olur mu?" diye sordurtmuştu ancak bu sorunun cevabı şu ana kadar "Hayır" gibi gözüküyor. Temennimiz sezon başında beklenilen diğer bir durum olan Cedi, Okben, Emircan gibi oyuncuların Fenerbahçe'de Obradovic'in Metecan'la Kenan'la yaptığı gibi bir devrimle takıma daha da adapte olmaları ve sahada daha çok ne yaptığını ve ne oynayacağını bilen bir Efes'in yer alması...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...