14 Aralık 2011 Çarşamba

Biraz Nostalji


Birkaç zamandır NBA'de Transfer dönemi yoğunluğundan elle tutulacak bir yazı yazamadım bir türlü.Bu arayı tekrardan ısıtmak için keyifli bir video paylaşayım dedim.Pervis Pasco'yu hatırlayanlar 2004-05 TBL sezonunda lige renk katan Erdemirspor'da yaptığı smaçları ve enerjisi ile hatırlamışlardır.Ancak kendisinin NCAA tarihine geçen hatasını da tekrardan izleyelim isterseniz.Ne olursa olsun son saniye dolana kadar sevinmemeli !

8 Aralık 2011 Perşembe

Tarihi Fırsat...

Öyle bir takım düşünün ki,grubunda oynadığı ilk 7 maç sonunda takım olarak ortalama attığı sayı olan 79'un 42'sini atan 3 oyuncusundan yoksun gelmiş İstanbul'a.Öyle ki bu 3 oyuncu takımın en önemli isimleri ve bir tanesi ki takımın lideri ve bir numaralı hücum opsiyonu konumunda.Ve karşısında öyle bir takım düşünün ki hiçbir sakatı,eksiği bulunmayan,hücumunu ve savunmasını tamamen rotasyon içinde ve dengeli bir biçimde yapan ve futbol takımının derbi zaferiyle beraber tribünde 12 bin taraftarını coşkulu bir şekilde arkasına alacak olan bir takım.

Bu takım ilk kez katıldığı Euroleague sahnesinde Top 16'ya 1 maç uzakta olan ve bu sahnede varlığını kanıtlamak istercesine Barcelona'yı elinden kaçıran ve grubun diğer büyük takımını eksikleriyle beraber gözüne kestirip hedefine alan Galatasaray Medical Park tabi ki de.Galatasaray için bu akşamki Siena maçı kağıt üzerinde hedef maç olmamakla birlikte artık bu kategörinin içine girmiştir diyebiliriz,girmiş olmalı da zaten.Bahsettiğim üzere 1 maç önce Kaukenas ve Lavrinovic'i uzun süreli kaybeden İtalyan ekibinde bu hafta İstanbul'a takımın en büyük yıldızı konumundaki Bo McCalebb de getirilmedi.Kaba bir hesapla takımın hücum opsiyonunun yarı performansta olacağını söylemek yanlış olmaz.Pota altında Andersen'e alınacak özel önlemle birlikte takım savunmasını normal bir şekilde uygulatmayı başaran Oktay Mahmuti'nin karşısına başka ekstra bir başağrısının da çıkmayacağını düşünmekteyim.

Ancak önemli nokta ve ihtiyaç olan bu maçın bu şartlar doğrultusunda hedef maç olarak görülmesi ve sonuna kadar kazanmak için ortaya çıkan bir takım.Dün akşamki derbi zaferi ile birlikte salonu dolduracağı kesin olan ve coşkunun normalin 2 katı fazla olacağı belli olan bir tribün önünde Galatasaray'ın Barcelona maçında elinden kaçırıp da tam olarak yollayamadığı mesajı bu akşam tamamlayıp ilgili makamlara teslim edeceğine inanıyorum.

5 Aralık 2011 Pazartesi

Oden Ve Battier Yeteneklerini Güney Sahiline mi Taşıyor ?


Uzun süren lock-out döneminin ardından, NBA heyecanı nihayet geri dönüyor. 25 Aralık tarihinde başlayacak normal sezon öncesi gözler takımların yapacağı transfer çalışmalarına dönmüş durumda.Transfer dönemi resmi olarak başlamamış olsa da çeşitli transfer söylentiler yavaş yavaş su yüzeyine çıkmaya başlıyor.En büyük şampiyonluk adaylarından Miami Heat doğal olarak bu söylentilerin merkezinde bulunuyor.Heat yönetiminin Wade,LeBron ve Bosh üçlüsünün yanına hangi tamamlayıcı parçaları monte edeceği, Miami adına en büyük merak konusu.Belki de bu tamamlayıcı parçalar önümüzdeki sezonun gidişatını belirleyecek en önemli unsurlardan biri.
Hal böyle iken; Miami`nin Shane Battier ile anlaşmak üzere olduğu konuşuluyor.33 yaşındaki oyuncu geçen sezonu Memphis ile bitirmişti.Hem SG hem de SF pozisyonlarında oynayabilen Battier, rakip takımların en skorer oyuncularına yaptığı sıkı savunmayla ün yapmış durumda.Ceza şutlarını da sokabilen oyuncu, imzalar atıldığı takdirde Miami’nin şampiyonluk yolculuğunda önemli bir rol oynayabilir.
Söylentilerin bir kısmı da Greg Oden hakkında. Kariyeri boyunca ağır sakatlıklarla savaşan Oden, kariyerinin ikinci belki de son şansını bu sezon Heat çatısı altında deneyebilir.Ilgauskas’ın emekliye ayrılmasıyla Joel Anthony, Miami pota altında tek opsiyon olarak kaldı.Transferinin gerçekleşmesi halinde Oden Miami adına faydalı bir oyuncu olabilir.Ama sık sık sakatlanması kafalardaki en büyük soru işareti.
Öte yandan, geçtiğimiz sezonu Mavericks ile şampiyon tamamlayan Tyson Chandler’ın Warriors,Nets veya Rockets takımlarından birine imza atmasına kesin gözüyle bakılıyor.

4 Aralık 2011 Pazar

BBL 8.Hafta Panorama

Tofaş 97 - 96 Anadolu Efes

Bu haftanın sürprizi de geçen haftanın sürpriz şekilde mağlup olan takımı Tofaş'tan geldi diyebiliriz.77-77 ile uzatmaya giden maçın 20-19 biten uzatma periyodu,basket düellosu gibiydi.İstatistiklere baktığımızda ise ilk göze çarpanın Anadolu Efes'in 16 tanesi hücumda olmak üzere toplam 44 ribaund almış olması ve ribaundlarda Tofaş'a üstünlük kurmasıydı.Buna rağmen kazanmayı bildi Tofaş.Eksiklerine ve faul problemine rağmen geçen haftaki mağlubiyeti telafi etti de denebilir Bursa temsilcisi.Asiste dayalı oyununu,Anadolu Efes karşısında da gösterdiğini söyleyebiliriz maçta yaptığı 24 asistle.
Anadolu Efes cephesinde de savunmaya bir eleştiri gelebilir.Zira Euroleague seviyesinde 77 sayıya pek fazla izin vermeyen lacivert-beyazlıların herhalde Kinsey'i en çok aradığı maç olarak bu maç gösterilebilir.8/25 3 sayı yüzdesi de muhtemelen yoğun maç temposundan dolayı düşük.
Bu skorla ilk mağlubiyetini almış oldu Anadolu Efes.Böylece ligde yenilgisiz takım da kalmadı.

Beşiktaş Milangaz 76 - 69 Olin Edirne

Maç içinde bir çok gel-git yaşanmasına rağmen Deron Williams olmadan çıktığı ilk maçında da kazandı Beşiktaş Milangaz.Hızlı başladı maça siyah-beyazlılar fakat sonra üstünlüğünü koruyamadı ve maçı zora soktu.Buna rağmen son periyotta savunmada kemerleri sıktı ve rakibine bu periyotta 13 sayı izin verdi sadece.Rotasyonu pek fazla kullanmamış olması da takviye olmadığı taktirde ilerde sıkıntı yaratacak gibi duruyor.Toplamda 52 sayısı üreten Erceg-Hawkins ikilisi ise ev sahibi takımda galibiyetin mimarı oldu.
Edirne temsilcisi ise geçen yıldan alışık olduğumuz 3. çeyrek performansını gösterdi bu çeyreğin bir bölümünde.Bir ara 10 sayıya kadar çıkardılar farkı ama bunu koruyamadılar.Zira farkı 10 sayıya çıkardıktan sonra üç sayı çizgisi gerisinden basket bulamadı konuk takım.Ayrıca Olin'de yeni transfer Videnov da sahadaydı bu maçta ve 11 sayı bularak ilerisi için olumlu görünen bir işaret verdi.Zira Bulgar oyuncunun takımla ilk kez perşembe günü buluştuğunu da unutmamak gerek.

Trabzonspor 76 - 78 Hacettepe Üniversitesi

Bu haftanın benim açımdan diğer bir sürprizi ise Trabzonspor'un mağlubiyeti oldu.Alt sıraları ilgilendiren bu önemli mücadeleyi kazanan Hacettepe Üniversitesi,ligde kalma adına önemli bir galibiyet aldı diyebiliriz rakibi konumunda olan Trabzonspor deplasmanında.Yabancı oyunculara skor anlamında yardım eden isim ise bu maçta Murat Kaya oldu.
Trabzonspor'da ise 54-32 gibi bir ribaund üstünlüğüne rağmen galibiyet gelmedi.Ligde kalma mücadelesinde büyük bir yara almış oldu böylece.İstatistiklere baktığımızda ise Salyers'ın bir türlü beklenen skor katkısını veremediğini görüyoruz.Bu mağlubiyetler ile Trabzonspor'un da ligin dibine demir attığını söyleyebiliriz.

Bandırma Kırmızı 65 - 88 Banvit

Bandırma derbisi ile ligde ilk kez bir ilçenin iki takımı karşılaşmış oldu.Şu ana kadar kendisinden beklenen performansı sergieyemeyen Banvit,son çeyrekte rakibinin 12 sayı atmasına izin verdi ve maçı bu çeyrekte koparmış oldu.Sakatlıkları geçen Kenan Bajramovic ve Serkan Erdoğan'ın da oynadığı bu maçta konuk ekipte bütün oyuncular süre aldı.
Bandırma Kırmızı ise bu maçta galibiyetle tanışamadı.Tamamı genç oyunculardan kurulu bu takım için işlerin iyi gitmeyişi bu maçta da devam etti.İbrahim Yıldırım'ın çabaları ise galibiyet için yeterli olmadı.

Türk Telekom 59 - 78 Aliağa Petkim
Bu sezonun şimdiye kadarki bölümünün flaş ekibi Aliağa Petkim eksik Telekom'a karşı da kazanmasını bildi ve 5. galibiyetini almış oldu böylece.3. periyottaki etkili savunma ve hücum performansı maçın kırılma noktasıydı.Konuk ekipte öne çıkan isim 16 sayı-14 ribaund ile Ümit Sonkol oldu ve galibiyette büyük pay sahibi oldu.Ayrıca Aliağa'nın 50 ribaundu da galibiyetin önemli faktörlerinden diyebiliriz.
Telekom'da ise Darius Washington'ın sakatlığı ve Mehmet Okur'un gidişi epey etkilemiş takımı.Zira iki önemli sayı opsiyonuydu bu iki oyuncu Telekom'un.Onların ayrılmasıyla alışılmışın dışında bir hücum performansı gösterdiler.Simas Jasaitis'in de forma giymemesi kuşkusuz 59 sayıda kalınmasında etkiliydi.

Pınar Karşıyaka 75 - 69 Mersin BŞB

İkinci periyotta sıkıntı yaşamasına rağmen son periyottaki etkili oyunuyla maçı kazanan Karşıyaka böylece Arena'daki ilk galibiyetini almış oldu.3. periyoda kadar geride götürdüler maçı ama taraftarlarının da desteğiyle kazanmasını bu kez bildiler.Önceki yazılarımda da yinelediğim gibi fikstürün azizliğiyle zor takımlara karşı kazanamadılar ama geçmiş yıllardaki performanslarını bu yıl da tekrarlayacaklardır.
Konuk ekip ise üstünlüğünü kotuyamadı ve geçen haftaki son anda kaybedilen mağlubiyeti telafi edemedi.44-34 lük ribaund üstünlüğüne rağmen Kaf-Kaf'ın son çeyrekteki performansına direnemediler ve bu maçı da kazanamadılar.

Antalya BŞB 76 - 88 Galatasaray Medical Park

Bu hafta da rahat galibiyet alan Galatasaray M.P. alışıldığı gibi dengeli bir skor dağılımıyla ulaştu galibiyete.Sertaç Şanlı hariç tüm oyuncularından sayı katkısı aldı sarı-kırmızılılar.Üç periyotta da skor olarak rakibine üstün olan konuk ekip son bunun verdiği rahatlıkla sadece son periyodun periyot skorunda üstünlük kuramadı.Rotasyonu bu maçta da etkili kullanan Galatasaray rahat kazanmasını bildi.
Antalya BŞB ise yeni koçuyla bu maçtan da mağlup ayrıldı.Sadece iki oyuncusunun çift haneli sayılara ulaştığı Antalya ekibinde durum yine iyiye gitmedi.İlk periyotta sadece 13 sayı bulmaları aslında maçı daha başında kaybetmiş olduklarının göstergesi gibiydi.

Fenerbahçe Ülker 77 - 60 Erdemir

Hafta arası oynanan Olympiakos'a karşı kazanılan maçın ardından ligin formda ekiplerinden Erdemir ile karşılaştı sarı-lacivertliler.Geçen seneki oyununa benzer bir biçimde oynayan Fenerbahçe,iki haftadır kazanan Erdemir'in serisine de dur demiş oldu böylece.Skorda Oğuz Savaş'ın 21 sayıyla öne çıktığı Fenerbahçe'de çift haneli sayılara ulaşan bir diğer isim de Bojan Bogdanovic oldu.
Konuk ekip ise ilk yarıda hücumda etkili olamayınca erken teslim oldu.Beşiktaş ve Telekom'a karşı sergilenen hücum performansından uzaktı bugün Erdemir.Hücumda da Antwayne Robinson'a yardım edecek biri çıkmayınca 17 sayılık fark ortaya çıktı.

Hesaplamalar Başlasın !

TA Euroleague'de normal sezonun 3 haftasına girmemizle birlikte, üst düzey çekişmenin ve rekabetin ürünü olarak halen gruplarda durumlar karışık durumda.Bununla beraber 3 temsilicimizden de Top 16'yı halen garantiliyen olmasa da üst basamaklardan Top 16'da bir "Triple-Double" yapma ihtimalimiz de çok yüksek.Kısaca rekabetin en üst düzeyde yaşandığı A grubundan başlayarak yüksek ihtimalleri sıralayalım.

A Grubu-(Kazan Kaynıyor)

Kuralar çekildiğinde Fenerbahçe Ülker için kolay bir grup olarak gözüken A grubu 7.hafta itibariyle herkesin herkesi yenmeye aday olduğu değil, halihazırda yendiği bir grup olarak karşımıza çıktı.Gerçekçi bir örnek vermek gerekirse Fenerbahçe şu anda grupta lider durumda fakat sonuncu Nancy ile arasında bir galibiyet fark bulunmakta.Toplam oynanan 21 maçta sadece 3 kez deplasman takımı galibiyet elde etti.Açıkcası bu duruma göre de 3 hafta öncesinden sıralama hesabı yapmak çok ama çok zor temsilcimiz için.Ancak son 3 maçından ikisini deplasmanda oynayacak Fenerbahçe için içerideki Bilbao maçını kazanmak hayati önem taşıyor.Bununla beraber oynayacağı 2 deplasman maçından birini kazanması da grupta üst sıraya taşır temsilcimizi.Bu iki maçtan da Batum'un gidişiyle potansiyeli bir anda belki de yarıya inen Nancy'ye karşı olanı bence daha kolay olacak gibi.Eğer bu maçı alabilirsek Nancy'i her halde altımıza almış olacağız ve Sinan Erdem'de bir Bilbao galibiyeti grup liderliği yolunda çok önemli hale gelmiş olacak.Olympiacos'dan sayı avantajını alan temsilcimiz Nancy ve Bilbao'yu yenerse orada da avantajı eline alacak.İki maçta da yenildiğimiz formsuz Caja Laboral'in bu hafta oynayacağı Olympiacos maçından bir mağlubiyet alması, dezavantajlı olduğumuz bu eşleşmede de FB'ye üste çıkma şansı verecek.Benim tahminim Eğer haftaya Nancy ve bir sonraki maçta Bilbao maçlarını galibiyetle tamamlayan Fenerbahçe Ülker, Cantu'ya yenilse dahi ilk 2'de kendine yer bulur.Zira Cantu'nun önünde zorlu Olympiacos ve Bilbao deplasmanları var.Evsahibi avantajını kullanabilen bir Olympiacos da Fenerbahçe'yi lider yaparak 2.sırada kendine yer bulabilir.

C Grubu-(Para Saadet Getirmedi)

A grubunun aksine kuralar çekildiğinde en çekişmeli ve güçlü grup olarak görülmüştü A grubu.Öyle ki son finalist ve 4. takımlar Maccabi ve Real Madrid,yaz dönemini büyük transfer hamleleri ile geçiren Anadolu Efes ve yeni koçu ve büyük yıldızları ile final-four adayı haline gelen Milano aynı gruptaydı.Bu grupta pek de fazla yıldızı olmayan Partizan'ın 3.torbadan girmesi de şans olarak görülmüştü.Ancak ilk hafta herşeyin normal gittiği düşünülen düzen 2.haftadan sonra bozuluverdi.Milano'nun çöküşü,Efes'in süpriz mağlubiyetleri ve en önemlisi Partizan'ın Efes dışında evinde maç vermemesi ile potaya girmesi grubu tepetaklak etti diyebiliriz.Bu 5 takımın dışında kalan zayıf halka Spirou Basket ise her maç zorladığı sürpriz galibiyet hakkını bir tek Efes'e karşı kullanabildi bu zamana kadar.Ancak o galibiyet maalesef Efes'in bir sıra aşağıda grubu tamamlamasına sebep olacak gibi.Kağıt üzerinde bakıldığında o maça da rehavetten kaynaklanan bir mağlubiyet olarak düşünülürse Efes'in pek de kötü bir durumu yok gibi gözüküyor.Zira Real'e deplasmanda yenilebilir,Maccabi'ye evinizde başabaş bir maç sonunda kaybedebilirsiniz, flaş ekip Partizan'ı ve bol yıldızlı Milano'yu iki kere, içeride de Real Madrid'i yendiğinizde duruma göre 2 ya da 3.sıra sizin için hazırdır.Ancak durum o kadar da parlak değil maalesef.Bunu anlamak için 20 sayı farkla kaybedilen Real maçı ve içeride başabaş gibi gözüken ama 40 dk daha oynansa kazanmanın zor gözüktüğü Maccabi maçlarına bakmak yeterli gözüküyor.Kağıt üzerinde bu kadrolarla başabaş gözüken temsilcimizin halen hücumda çeşitlilik sorunu başta olma üzere bu iki takım kadar yüksek mücadeleye hazır olmadığını söyleyebiliriz.Neyse ki bu tarz bir yapıda olan Milano'nun daha beter bir durumda olduğunu söyleyebiliriz.Uzatmadan özetlersek, Efes hafta içi Milano'yu yendiği taktirde Top 16'yı garantileyecek.Ancak bu yeterli bir başarı olmamalı Efes için.Çünkü iki kere yenmemize karşın içeride Maccabi'yi ve Real Madrid'i yenen,Milano ve Spirou'ya karşı da 2'de 2 yapması muhtemel Partizan'ı geçmek için bu galibiyet yeterli olmayacak.Efes'in bu galibiyetten sonra 2.veya 1.olabilmesi için olması gerekenler biraz mucizevi gibi, zira deplasmanda yeneceğimiz Maccabi'nin Spiriou'ya yenilmesi, ya da 3 takımın da 7 galibiyette kalması ile Efes'in Real'i içeride 20'den fazla farkla yenmesi...Kısacası en gerçekçi ve iyimser beklentinin bu hafta Milano galibiyeti, son maçta İstanbul'da Rudy'siz ve Ibaka'sız Real Madrid'e karşı alınacak sağlam bir galibiyetle 3.sıranın garantilenmesi ve Top 16'ya girerken moral ve rakiplere verilecek bir msj elde edilmesi olmalıdır.
D Grubu-(Tarih'e Az Kaldı)

Belki de kuralar çekildiğinde yapılacak yorumları tamamen boşa çıkartan bir durum oldu Galatasaray Medical Park'ın gruplara kalması.Çünkü bu durumla birlikte bu gruba gelecek olan Spirou Charleroi C grubuna gitti ve Galatasaray bu gruba geldi.Ve belki de Top 16 hayalleri olan Union Olimpija ve Prokom için kısmetlerin kapanması haline geldi bu olay.Gerçi bir hafta önce Abdi İpekçi'de tarihi fırsatın kaçma ihtimali çoğalacak gibiydi, ancak GS muhteşem bir geri dönüşle bu ihtimali daha da güçlendirerek Prokom'u safdışı bıraktı.Diğer takımlar Barcelona ve Siena hakkında söylenecek pek birşey yok.2.hafta oynanan maçta Uniks'i elimizden kaçırmasaydık 3.lük için bizim de sözümüz olacaktı ancak şu anda tek hedef 2 hafta sonra yıldızlarını da kaybetmiş Union Olimpija'yı yenerek Top 16'yı garantilemek.Formsuz Montepaschi'yi Abdi İpekçi'de eli boş göndermek de düşük bir ihtimal değil, öyle görülmemeli de.Buradan alınacak bir galibiyet Uniks'e bir kıyak olacak ancak sezon başından beri tarih üstüne tarih yazan Galatasaray için Barcelona maçında yaklaşılan yeni bir tarih sayfası anlamına gelebilir.Top 16 için de son sıra takımlığından daha fazlasını ifade ettiklerini göstermek açısından iyi bir mesaj olacaktır bu maç.Kısa tutmak gerekirse Siena ve Olimpija galibiyetleri ile birlikte Barcelona'ya yapılacak bir ziyaretin sadece Olimpija galibiyeti ihtimalinden pek de farklı olmadığını düşünmekteyim.Aksi bir sonuçta 9 sayılık avantajın da cepte olduğunu ve bu sonucun muhtemelen pek bir matematiksel sonuç değiştirmeyeceği kanısındayım.

2 Aralık 2011 Cuma

1 Aralık 2011 Perşembe

Hoşgeldiniz...

Fenerbahçe'nin Olympiakos galibiyetini kuşkusuz sadece Ukic ve Jerrels'ın performanslarına bağlayamayız.Ama bu ikilinin bu akşamki performansı Fenerbahçe'nin bu sezon yaşadığı en büyük sıkıntıyı giderdi.
Yukarıdaki paragrafta belirttiğim sıkıntı ise Fenerbahçe'nin tecrübeli bir guarda ihtiyacı olduğuydu.Yunanistan'daki Olympiakos,İspanya'daki Caja Laboral ve geçtiğimiz hafta oynanan Mersin BŞB maçlarında sarı lacivertliler skoru koruyamamış,EL maçlarını kaybetmiş TBL maçlarında ise gülen taraf olmuştu(Ukic'in son saniye basketiyle.).
Bu maçtan önce Fenerbahçe'nin Avrupa'nın tecrübeli guardlarından birine ihtiyacı olduğu iddaalarını yineliyordum fakat şimdilik Ukic-Jerrels ikilisi -en azından bu maçta- buna gerek olmadığını gösterdiler.Umarım böyle devam ederler.

9 Milyon yoksa ben de yokum !

NBA'de transfer söylentilerinin çoğalmaya başladığı şu günlerde her geçen gün farklı bir haber karşımıza çıkıyor.Bunlardan dikkat çekici olanı ise Marca gazetesinin de yazdığına göre Marc Gasol'ün takımı Memphis Grizzlies'den yıllık 9 milyon $'lık bir teklif istemesi, aksi olursa Avrupa'ya döneceğini söylemesi.Gasol'ün NBA'deki ilk 3 yılını geçirdiği Memphis'den geçen sezon 4 milyon aldığı ve bu sezon takımının 4.5 milyon önerdiği de konuşulanlar arasındaydı.Ancak 3 sezonluk normal sezon kariyerinde 12.6 sayı 7.8 rebound 2.2 asist ortalaması tutturması ve özellikle geçen sezon Spurs'ü eleyerek büyük sükse yaptıkları Playoff'da yakaladığı 15 sayı 11 reboundluk ortalama ile takımının önemli bir parçası olması, bu sezon öncesi transfer döneminde Gasol'ün elini güçlendirmişe benziyor.2.16'lık bir uzun için iyi bir pas yeteneği olması ve çok başarılı bir Eurobasket geçirmesi de cabası.Son olarak da NBA ile Avrupa'nın kaliteli Avrupalı oyuncularla ve son dönemde lokavt durumu ile her gün biraz daha yakınlaşması sonucu oyuncuların elinde böyle kozlar da bulunabilmekte ve bunun daha çok örneklerini görebiliriz.Lokavt döneminde Gasol'ün Real Madrid'den teklif alıp reddettiğini ve Barcelona ile idmanlara çıktığını da belirtelim.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...