23 Eylül 2012 Pazar

6 Ekim Tarihinin Önemi

Basketbol dünyası ile ilgili kişilerin bildiği üzere Ekim ayının başları takımlar için tam anlamıyla hazırlık dönemine denk gelir. Öyle ki eğer var ise Eurobasket finalleri veya elemeleri, Dünya Şampiyonası, Olimpiyatlar vb. milli organizasyonlar bitmiştir. Eylül ayının sonlarını da kapsayan bu süreçte tam kadro çalışma fırsatı bulan takımlar yerel veya uluslararası kupa elemeleri de başlamadan önce genellikle hazırlık kamplarının son devrelerinde diğer takımlar hazırlık maçları oynarlar. İşte 2011-2012 sezonunun hazırlık döneminin son evreleri de Eurobasket’in bitimiyle beraber gelmişti ve 1-2 Ekim tarihlerinde organize edilen Two Nations Cup için Türkiye’den Anadolu Efes ve Fenerbahçe Ülker takımlarıyla birlikte iki Yunan ekibi Olympiakos ve Panathinaikos da Abdi İpekçi Spor Salonu’nda boy göstermişlerdi.

Bu turnuvada Fenerbahçe’yi yenen ancak Efes’ten 25 sayı fark yiyen Olympiakos, ekonomik sebeplerden ötürü yıldızlarının çoğunu kaybetmiş ve son yıllardaki yatırımlar ölçüsünde büyüyen hedeflerini de kısmış durumda bir takımdı. Büyük hedeflerin yine hüsrana uğradığı bir sezon öncesinde de hazırlık kampının bir kısmını İstanbul’da geçiren ekip Merter’de Efes ve Olin Edirne ile hazırlık maçları oynamıştı. Two Nations Cup’ın bitiminde yine Efes tesislerinde hazırlıklarına devam eden takımın geri kalan programı şöyleydi: 3-4-5 Ekim Efes Merter tesislerinde antremanlar, 5 Ekim akşamı yine Merter’de Anadolu Efes ile hazırlık maçı, 6 Ekim sabahı Galatasaray Florya tesislerinde antrenman ve akşam Beşiktaş Akatlar Milangaz Arena’da Beşiktaş ile hazırlık maçı... Anadolu Efes ile Merter tesislerinde oynanan maçı da kaybeden Olympiakos’ta takımın bazı görevlileri dahi takımlarının bu sene Euroleague’e ilk turda veda edebileceklerini düşünürken muhtemelen tecrübeli koç Ivkovic’in kafasında daha farklı plan ve beklentiler bulunmaktaydı.

Günün anlam ve önemini belirten esas durum ise 6 Ekim akşamı hazırlık maçını oynayan diğer takımın kimliğiydi. Sezona sponsor sorunları ile giren, transfer döneminde çok ilginç şekilde Deron Williams transferi ile lokavt döneminde en büyük NBA yıldızlarından birini Avrupa’ya getiren, bunun yanında da kontratlarından kurtulmak için kendi oyuncularına günde 3 idman yaptıran (ki bu oyunculardan biri sezon ortasında takımı taşıyacaktı.) ve hatta D-Will’li kadrosu ile Eurocup elemesinde Dexia-Mons takımına elenerek Eurochallenge kupasına düşen Beşiktaş Milangaz. Tıpkı Olympiakos gibi onlara da kamuoyu pek güvenmiyor, tek olumlu ihtimal lokavtın sezon boyu sürmesi ile birlikte D-Will’in takımı bir yere kadar taşıması olarak gözüküyordu. Ancak, tıpkı Ivkovic gibi Ergin Ataman’ın da hedefi ve beklentisi bu kadar basit değildi.

6 Ekim akşamı oynanan hazırlık maçının sonucunda Akatlar’da Olympiakos BJK Milangaz’ı mağlup etti. Ancak, hazırlığını yaptıkları 2011-2012 sezonunun kazananları kesinlikle onlar oldular:

-Grup’ta şansı az görülen Olympiakos sırasıyla ilk tur grubundan 2. Olarak çıktı. Top 16’da da Efes’in bol ikramları ile birlikte 2. olarak çeyrek finale adlarını yazdırdılar. Çeyrek finalde ise Siena’yı saha dezavantajı ile elediler. Final – Four ve sonrası ise ayrı bir hikaye başlığı gerektirir. Euroleague kupasının kazanılmasının ardından yıllardır süren Panathinaikos egemenliğini kırarak Yunan ligini de kazanan kırmızıların tek eksiği Mart ayında yine yoncalara kaybettikleri Yunanistan Kupası oldu.

-Diğer taraf olan Beşiktaş Milangaz’ın durumu da malum; Eurocup’tan bir alt kupaya düşmek dışında bu sezon tüm turnuvalarda en üst noktayı yani kupayı gördü siyah beyazlılar. Üstelik takımın lokomotifi olarak görülen Deron Williams’ın Aralık ayı başında takımdan ayrılması, sakatlık sorunları ve ligdeki yabancı-yerli rotasyonu sıkıntılarına rağmen. 37 yıl sonra gelen ve daha önemlisi Fenerbahçe (Ülker) ve Efes egemenliğini kıran lig şampiyonluğu, derecesi eleştirilse de Avrupa basketbolunda Türkiye’ye gelen 3. Kupa olma özelliğini taşıyan Eurochallenge ve Türkiye Kupası Beşiktaş basketbol şubesi adına tarifi zor bir dengesizlikte seyreden sezonun ‘efsane’ seviyesine yükselmesini sağladı. Tabi ki başta Ergin Ataman olmak üzere teknik ve idari kadro ve sezon boyunca gelen-giden-oynayan oyuncuların da..

Kısacası sezon boyunca birçok oyuncu gel-giti yaşayan ve sezon başında kendilerine fazla verilmeyen şansları sezon içinde haklı şekilde artıran ve başarıya çeviren iki takım bu sezonda boy gösterdikleri toplam 6 kulvarın 5’inde mutlu sona ulaşmış oldular. 6 Ekim 2011 tarihi de bu 2 ‘müstakbel şampiyon’un kozlarını sezon sonundan farklı kadro tercihleri ile olsa da erkenden paylaştıkları bir unutulmaz gün olarak tarihteki yerini aldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...