Basketbol dünyası ile ilgili
kişilerin bildiği üzere Ekim ayının başları takımlar için tam anlamıyla hazırlık
dönemine denk gelir. Öyle ki eğer var ise Eurobasket finalleri veya elemeleri,
Dünya Şampiyonası, Olimpiyatlar vb. milli organizasyonlar bitmiştir. Eylül
ayının sonlarını da kapsayan bu süreçte tam kadro çalışma fırsatı bulan
takımlar yerel veya uluslararası kupa elemeleri de başlamadan önce genellikle
hazırlık kamplarının son devrelerinde diğer takımlar hazırlık maçları oynarlar.
İşte 2011-2012 sezonunun hazırlık döneminin son evreleri de Eurobasket’in
bitimiyle beraber gelmişti ve 1-2 Ekim tarihlerinde organize edilen Two Nations
Cup için Türkiye’den Anadolu Efes ve Fenerbahçe Ülker takımlarıyla birlikte iki
Yunan ekibi Olympiakos ve Panathinaikos da Abdi İpekçi Spor Salonu’nda boy
göstermişlerdi.
Bu turnuvada Fenerbahçe’yi yenen
ancak Efes’ten 25 sayı fark yiyen Olympiakos, ekonomik sebeplerden ötürü
yıldızlarının çoğunu kaybetmiş ve son yıllardaki yatırımlar ölçüsünde büyüyen
hedeflerini de kısmış durumda bir takımdı. Büyük hedeflerin yine hüsrana
uğradığı bir sezon öncesinde de hazırlık kampının bir kısmını İstanbul’da
geçiren ekip Merter’de Efes ve Olin Edirne ile hazırlık maçları oynamıştı. Two
Nations Cup’ın bitiminde yine Efes tesislerinde hazırlıklarına devam eden
takımın geri kalan programı şöyleydi: 3-4-5 Ekim Efes Merter tesislerinde
antremanlar, 5 Ekim akşamı yine Merter’de Anadolu Efes ile hazırlık maçı, 6
Ekim sabahı Galatasaray Florya tesislerinde antrenman ve akşam Beşiktaş Akatlar
Milangaz Arena’da Beşiktaş ile hazırlık maçı... Anadolu Efes ile Merter tesislerinde
oynanan maçı da kaybeden Olympiakos’ta takımın bazı görevlileri dahi
takımlarının bu sene Euroleague’e ilk turda veda edebileceklerini düşünürken
muhtemelen tecrübeli koç Ivkovic’in kafasında daha farklı plan ve beklentiler
bulunmaktaydı.
Günün anlam ve önemini belirten
esas durum ise 6 Ekim akşamı hazırlık maçını oynayan diğer takımın kimliğiydi.
Sezona sponsor sorunları ile giren, transfer döneminde çok ilginç şekilde Deron
Williams transferi ile lokavt döneminde en büyük NBA yıldızlarından birini Avrupa’ya getiren, bunun yanında da kontratlarından kurtulmak için kendi
oyuncularına günde 3 idman yaptıran (ki bu oyunculardan biri sezon ortasında
takımı taşıyacaktı.) ve hatta D-Will’li kadrosu ile Eurocup elemesinde Dexia-Mons takımına elenerek
Eurochallenge kupasına düşen Beşiktaş Milangaz. Tıpkı Olympiakos gibi onlara da
kamuoyu pek güvenmiyor, tek olumlu ihtimal lokavtın sezon boyu sürmesi ile
birlikte D-Will’in takımı bir yere kadar taşıması olarak gözüküyordu. Ancak,
tıpkı Ivkovic gibi Ergin Ataman’ın da hedefi ve beklentisi bu kadar basit
değildi.
6 Ekim akşamı oynanan hazırlık
maçının sonucunda Akatlar’da Olympiakos BJK Milangaz’ı mağlup etti. Ancak, hazırlığını
yaptıkları 2011-2012 sezonunun kazananları kesinlikle onlar oldular:
-Grup’ta şansı az görülen
Olympiakos sırasıyla ilk tur grubundan 2. Olarak çıktı. Top 16’da da Efes’in
bol ikramları ile birlikte 2. olarak çeyrek finale adlarını yazdırdılar. Çeyrek
finalde ise Siena’yı saha dezavantajı ile elediler. Final – Four ve sonrası ise
ayrı bir hikaye başlığı gerektirir. Euroleague kupasının kazanılmasının
ardından yıllardır süren Panathinaikos egemenliğini kırarak Yunan ligini de
kazanan kırmızıların tek eksiği Mart ayında yine yoncalara kaybettikleri
Yunanistan Kupası oldu.
-Diğer taraf olan Beşiktaş
Milangaz’ın durumu da malum; Eurocup’tan bir alt kupaya düşmek dışında bu sezon
tüm turnuvalarda en üst noktayı yani kupayı gördü siyah beyazlılar. Üstelik
takımın lokomotifi olarak görülen Deron Williams’ın Aralık ayı başında takımdan
ayrılması, sakatlık sorunları ve ligdeki yabancı-yerli rotasyonu sıkıntılarına
rağmen. 37 yıl sonra gelen ve daha önemlisi Fenerbahçe (Ülker) ve Efes
egemenliğini kıran lig şampiyonluğu, derecesi eleştirilse de Avrupa
basketbolunda Türkiye’ye gelen 3. Kupa olma özelliğini taşıyan Eurochallenge ve
Türkiye Kupası Beşiktaş basketbol şubesi adına tarifi zor bir dengesizlikte
seyreden sezonun ‘efsane’ seviyesine yükselmesini sağladı. Tabi ki başta Ergin
Ataman olmak üzere teknik ve idari kadro ve sezon boyunca gelen-giden-oynayan
oyuncuların da..
Kısacası sezon boyunca birçok
oyuncu gel-giti yaşayan ve sezon başında kendilerine fazla verilmeyen şansları
sezon içinde haklı şekilde artıran ve başarıya çeviren iki takım bu sezonda boy
gösterdikleri toplam 6 kulvarın 5’inde mutlu sona ulaşmış oldular. 6 Ekim 2011
tarihi de bu 2 ‘müstakbel şampiyon’un kozlarını sezon sonundan farklı kadro
tercihleri ile olsa da erkenden paylaştıkları bir unutulmaz gün olarak
tarihteki yerini aldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder